Her çocuğun ilgi alanı farklı elbette, ama yaş ile çocukların ilgi alanlarının paralelliği de bir gerçek. Örneğin, çocuk gelişiminde 2-4 yaş karalama dönemi olarak geçiyor, sadece oyun oynama amaçlı, başlarda kontrolsüz sonraları kendilerine göre sembolik olan karalamalar. 4-7 yaş arası şema öncesi denen döneme geçerken fazla ayrıntısı olmayan kocaman kafalar, göze çarpıyor. 3,5 - 4 yaşındaki çoğu çocuk benzer şekilde kafalar çiziyor. Sonra bu kafa, giderek ayrıntı kazanmaya ve insan figürüne dönüşmeye başlıyor.
Deniz resme pek ilgi duyan bir çocuk olmadı. Kendinden yaşça küçük çocukların önlerine bir kağıt ve birkaç renkli kalem koyunca dakikalarca kendilerini resme verirlerken, bizimkisi zoraki olarak bir çizgi çeker bırakır. Çizgi çekmediği zamanlarda ise sadece karalama. Çocuk söylediğine değil, yaptığına bakar diyerek örnek olması açısından kendime mandala kitapları aldım, o boyama kitabını boyarken ben de trende uyup 3-5 mandala yapayım bari dedim. Ahşap boyamadan sonra taş boyamaya merak sardım, birkaç yazdır topladığım taşları Deniz'li ve Deniz'siz boyuyorum. Ne zaman masaya oturuyoruz, 'Bunu da sen boya' diyerek çıkartmalı boyama kitaplarını önüme sürüyor ve bambaşka bir şeyle ilgileniyor. Ben de o bırakır bırakmaz aynısını yapmamak için onun kitaplarını boyarken buluyorum kendimi.
Mutfak malzemelerine yoğun ilgi duyduğu 2 yaşında sebze ve meyveler için uygun renklerde yuvarlaklar çiziyor ve benim kağıda çizdiğim kabın içine 'atıyor' ve koyu renk bir pastel ile sayfada boş nokta kalmayana kadar karalayarak blenderdan geçiriyordu. Bu, bana çok yaratıcı geldiği için bayılıyordum bu aktiviteye. Ama mutfağa ilgi azalınca blender resimleri de popülerliğini kaybetti.
Resimlerin çocukların ruh halini ve zihinsel gelişimini yansıttığını biliyorum. Hatta kağıdı kullanmasından, seçtiği renklere ve yaptığı figürlere kadar kağıda yansıtığı her detayın bir karşılığı olduğunu da farkındayım. Resmin, çocuklarda iletişim kurma ve kendini ifade etme üzerine etkileri hakkında basılmış yayınları olan gelişim psikolojisi doktoru Esther Burkitt, 2003 yılında bir araştırma yapmış ve çocukların hoş ve güzel figürlerde en sevdiği renkleri, çirkin ve kötü figürlerde ise en az tercih ettiği renkleri kullandıklarını ortaya koymuş. Buradan yola çıkarak, Deniz'in bitmek bilmeyen karalama dönemi resme hiç ilgisinin olmadığı gibi bir his yaratmıştı bende. Hadi, itiraf edeyim, bu çocuğun hiç yeteneği yok diye düşünmeye bile başlamıştım.
Taa ki 4. yaşına birkaç hafta kalmış bugüne kadar...
Benim oğlum da resim yapıyor, yaşasın. :) Minicik hayatının gizemli dünyası, sembolleri, dünyayı algılayış biçimi, ruh durumu, hatta mutlu olup olmadığı bile artık resimlerinden anlaşılacak.
Işığı gördüm ya, yeter :)
0 yorum:
Yorum Gönder